September 03, 2012

1000...



Yaklaşık 1 aydır 2 kişi 7 bilgisayar ile hdmi/vga üzerinden görüntüyü lcd ekrandan tv’ye alma girişimlerimiz 6 aydır bozuk olup sadece diagnostic amaçlı açılmış bir bilgisayar üzerinden meyve verdi. Fakat bilgisayar’ın 2 yıldır herhangi bir update görmemesi, işletim sisteminin vista olması bize bayağı bir başağrısı yaşattı ve ilk yarıyı maalesef piç ettik derken 2. yarının başlaması ile birlikte  sorunsuz şekilde maçı izleyebildik. Dolayısı ile bu yazı 2. yarı üzerinden yazılmıştır. Ayrıca evdeki 2 bilgisayarın da farklı yerlerinden bozuk olmasından dolayı maç yazılarını ancak ertesi gün ofiste yazabiliyorum.
İlk yarıdan kısaca bahsetmek gerekirse(izleyebildiğim kısa zaman diliminde) Grande derbideki kadroyla sahaya çıkmıştı. Sezon başı olması ve saçma sapan bir kamp dönemi neticesinde takım hazır değil ve Umut dışında yeni transferler takıma uyum sağlayamamış durumda olması yetmezmiş gibi bir de geçen yıl ki yakaladığımız taktiksel ve organizasyonel uyum kaybolmuş durumda. Son 4 maçtır bir şekilde Umut’un attığı yahut maç maç bireysel performanslar üzerinden yolumuza devam ediyoruz. Herşeye rağmen şu söz an itibari ile bizim rehberimiz olabilir: “Sezon başında şampiyonluğu kazanamazsınız fakat şampiyonluğu kaybedebilirsiniz”. Bu bağlamda 7 puan güzel.
Maalesef transfer döneminde gövde gösterisi yapmış olsakta sezona buna paralel başlayamadık fakat enseyi karartacak, ağlayıp, isyan edecek bir durum yok. Orada Grande var ve bir şekilde sorunlar giderilecek. Geçen hafta aldığımız Ufaluji haberi hepimizi çok üzdü. Sahada ki duruşu, Semih’in arkasını toparlaması ve savunmaya liderlik etmesi Ufaluji’yi sadece bir stoper olmaklıktan ayıran özellikler ve zaten sıkıntı da burada. Zira Ufaluji oyuncu olarak bulunmaz Hint kumaşı olmasa da mental anlamda takım için çok önemli bir oyuncu. Hem bize hem Big Chief’e geçmiş olsun diyor en kısa zamanda aramıza katılmasını temenni ediyoruz.
İlk yarı demişken aklımızda kalanlara dönecek olursak geçen hafta da yazdığım gibi organizasyonel sıkıntılar devam ediyor. Tempo iyi değildi. Ve beklenmedik Bursa baskısı ile bizim oyuncuların 2-3 maçtır süregelen nasıl olsa yeneriz gevşekliği birleşince doğru düzgün bir Galatasaray izleyemedik.   Kayda değer tek şey bu sezon sıklıkla izleyeceğimiz alakasız(rakiplerin nerden çıktı bu amk şeklinde isyan edeceği), klasik bir -top takibi, 8 ciğer ve konsantrasyonla birleşen- Umut gölü geldi.   Bursa’nın gölünü zaten göremedim o arada bizim dgiturk web tv donmuştu.
2. yarıya geçecek olursak ben kendi adıma Bursa’nın dağılacağını düşünüyordum(120 dklik Twente maçı). Ancak bizim 2. Golü atamamamız ve Bursa’nın da bir şekilde gol bulmuş olması rakibe gerekli moral ve direnci sağladı tıpkı geçen hafta ki Beşiktaş maçı gibi. Oyunun sıkıştığını ve Umut-Elmander forvet ikilisinin -özellikle iç saha maçlarında yeterli bitiricilik ve ceza sahası tekniğine sahip değiller- gol üretememesi(tabi ki golü takım üretir bunun farkındayım fakat öndeki oyuncuların da takıma bu pozisyonları hazırlaması gerekiyor) Burak ve Amrabat değişikliklerini getirdi. Grande BJK maçında takımı ne kadar kötü yönettiyse bu maçta aksine o kadar iyi yönetti. Burak Yılmaz’ın oyuna girmesi ister istemez onun en büyük özelliği olan defans arkasına koşu yapma özelliğinden dolayı Bursa savunmasını geri ittiği gibi bizim savunmamızın da öne çıkmasını ve takımın boyunun kısalmasını sağladı. Normal şartlar altında bu durum oluşmuşken çok daha kolay sonuca gidilmesi ve rakibe mağlubiyetin kabullendirilmesi gerekse de orta sahada ki uyumsuzluk buna engel oldu.
Hamit Altıntop’un takıma alışması ve fizik gücünü toparlaması için daha zaman var. Ve bu süreç tamamlanıncaya kadar orta saha sıkıntılarının sona ermesi zor gözüküyor. Ayrıca şunu’da belirtmeliyim. Ben Hamit’in takıma sınıf atlatacak yıldız bir oyuncu olduğu fikrine katılmıyorum. Hamit hem oyun yapısı hem de mental gücü nedeniyle çok çok önemli bir rol oyuncusudur ama daha fazlası değil. Amenna. 1-2 maçı belki onun uzaktan güdümlü füzeleriyle koparacağız belki ancak bu benim fikrimi ve Hamit’in kariyerini değiştirmeyecek. Hamit her daim tüm kariyeri boyunca çok önemli bir rol oyuncusuydu(ilginçtir milli takımı kariyeri böyle değil) ve daha fazlasını beklemek hem Hamit’e gereksiz baskı olacak hem de bizleri hayal kırıklığına uğratacak.
Burak ve amrabat oyuna girmesiyle hem takımın boyu kısaldı hem de az da olsa takıma canlılık geldi. Ancak herhangi bir organizasyonel atak izleyemedik. Birçok topun Selçuk veya Emre’ye gönderilmesi zaman zaman Amrabat’ı isyan ettirdi. Zamanla takım Amrabat’a ve onun koşu yollarına alıştığı zaman bunlar da olacak. Amrabat dün sonuca direkt katkı yaptı fakat benim en nefret ettiğim şey olan: “takıma yeni giren/girmeye çalışan oyuncuların kendini kanıtlamak için olur olmaz çalımlar girmeleri ve fazla top ezmesi” Amrabat ve Hamit tarafından defalarca tekrarlandı dün akşam. Beyler siz Galatasaray futbolcususunuz ve “bu” takıma transfer olduysanız kendinizi kanıtlamanıza gerek yok. Zaten kendinizi kanıtlamışsınız ki birinize 8 milyon küsür bonservis diğerine de tavan ücret ödüyoruz. Sakin olup en iyi yaptığınız şeyleri yapmanız yeterli. Çok zorlamaya gerek yok!
Genel olarak 3 puan güzel fakat uyumsuzluk ve özellikle de panik havası kötü. Ayrıca geçen yıldan miras kalması gereken savunma uyumu ve zor gol yeme durumu kaybolmuş. Defansta ve duran top özelinde olmayacak hatalar yapıyoruz. Neyse ki imparator da dün akşam aynı şeyleri söylemiş ve mutlaka bir çözüm bulacaktır. Ayrıca bu gece 1’e kadar muhtemeln bir stoper alacağız. Şuan da bu takıma bir stoper herhangi bir çilekten daha elzem. Ama alacağımız stoper tabi ki bu sorunlara hemen derman olmayacak. Çünkü yapılan hatalar ve uyumsuzluk sadece Dany-Semih üzerinden açıklanamaz. Takım savunması kötü ve bunun çözümü önce Selçuk-Melo-Hamit üçlüsünün uyumuna bağlı. Ama bu da yakın zamanda olacak.
Şöyle bitirelim: oyuncu kalitemiz süper ligin tavan noktası ve rakipsiz. Oynadığımız oyunun kalitesi ise hiçbirşeyin üzerinde değil ve zamana ihtiyacımız var. Gerekli olan bu zamana ise milli maç arasında sahip olacağız. Manchester deplasmanına kadar tüm hazırlığımız yapmış ve o deplasmandan iyi bir skorla(beraberlik) döneceğimizi düşünüyorum herşeye rağmen zira şuan eksikliğini çektiğimiz konsantrasyon ve disiplin problemleri orada kesinlikle yaşanmayacaktır...      

1 comment:

contemporary professional student said...

PS: İkinci yarının başını da kaçırmışım zira Bursa'nın golünü es geçtiğimden fark ettim.