Yes, Marcos is gay. Marcos is gay in San Francisco, Black in South Africa, an Asian in Europe, a Chicano in San Ysidro, an anarchist in Spain, a Palestinian in Israel, a Mayan Indian in the streets of San Cristobal, a Jew in Germany, a Gypsy in Poland, a Mohawk in Quebec, a pacifist in Bosnia, a single woman on the Metro at 10pm, a peasant without land, a gang member in the slums, an unemployed worker, an unhappy student and, of course, a Zapatista in the mountains.
January 12, 2009
"İsrail Sorunu"
Kısa bir süreliğine finaller nedeni ile ara vermek zorunda kalmıştık..Gerçi bu ara muhtemelen gerek devam eden finaller gereksede yaklaşmakta olan sömestr tatili nedeni ile(çünkü kendi evimde maalesef internet bağlantısı yok) biraz daha uzayacak...Yazımızın bu gereksiz kısmını geçtikten sonra acizane İsrail'in Filistin üzerinde kullanmış olduğu "orantısız güç" gerçekliğine değinmeden edemedim..
Efendim sizlerinde tahmin edeceği gibi 2009'un ilk entry'sinin ölüm ve acıyı akıllarımıza getiren bir olgu üzerine olmasını istemezdim..
Neyse ben(acizane) konuya biraz daha akademik boyutta yaklaşma(ne kadar olduğu sizlere kalmış) kanaatindeyim...
Şöyleki yaklaşık 15 ila 20 gün evvel İsrail saldırıları başlamış ve de neden olarak Hamas örgütünün roket saldırıları öne sürülmüştü..Zaten bizim için anahtar kelimede budur:"roket saldırıları" yani İsrail tarafından kısmen önleyici savaş olarak nitelendirilen durum...
Uluslararası ilişkiler disiplininde "Neo-realizm" denince akla ilk gelen isimdir Kenneth N. Waltz...Muhtemelende bu konuda söyleyecek bişeyleri wardır kendilerinin...
Bi düşünmeye çalışalım bakalım acaba Waltz bu savaş için ne derdi??
Öncelikle Kendisinden bazı alıntılar yapmak durumundayım şöyleki: Mr. Waltz'a göre Devletlerin mücadele alanı olarak nitelendirdiği "Uluslararası Sistem" merkeziyetçi ve "anarşik" bir yapıya sahiptir ki bu sitemde yer alan devletlerin temel amacı yaşamlarını sürdürebilmektir der kendileri..Dolayısı ile devletlerin mücadele alanı olarak gördüğü bu "anarşik" sistemde her devlet bir diğeri için tehdit ve endişe kaynağıdır..Bu yüzden hiçbir devlet bir diğerine güvenemez yani "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur" derler ya onun gibi sadece Türk'lerin değil hiçbir devletin dostu yoktur bu anlayışa göre..Bunun sonucu olarakta Devletler bu güç mücadelesi içerisinde her daim hazır ve güçlü olmalıdır hayatta kalabilmek adına..Sonuç olarak devletlerin temel amaçları güvenliklerini sağlamak, temel endişeleride güvenlikleridir, yani hayatta kalabilmektir..Şimdi olaya bu perspektiften baktığımız zaman ki muhtemelen İsrail de bu perspektiften bakıyo olaya kanımca..Tabi altını çizerek belirtmek isterimki bu yazıda İsrail'in haklı olduğunu iddia etmiyorum(ki sivillerin ölümünün neresi haklılıktır, neresi bağışlanabilir)..Şöyleki kendilerinin de iddia ettiği gibi uzun süredir Gazze şeridinde Hamas örgütünün İsrail'e yönelik roket saldırıları söz konusuydu ve İsrail için kendi güvenliklerini sağlamak kaçınılmaz bir durumdur ve bu olayın nedeni durumundadur ya da İsrail'e Filistin'li direnişçileri tamamen yoketmek ve sindirmek adına güzel bir bahane olmuştur.. Türkiye-Mısır-İsrail üçgeninde muhtelif görüşmeler özellikle Türkiye'nin bu operasyonu önleme adına ciddi girişimleri olduysada ki bu arada İsrail bu durumu kullanark bi anlamda iki taşla bir kuş vurmuştur; hem bölgede hızla yükselmekte ve Ortadoğu'da hızla etkisini ve prestijini artıran Türkiye'yi küçük düşürmeye çalışmış hemde Filistine yönelik çok kurnaz bi kandırmacaya gitmiştir ki bu durumdan kısmende Mısır sorumludur..Herneyse işte olay bir şekilde patlak vermiş halen de devam etmekte olup binlerce masum çocuk, kadın, yaşlı ve sivillerin ölümüne neden olmuş ve bir süre içinde bu durum devam edeceğe benzemektedir...
Acaba literatürde Filistin Sorunu olarak kabul edilen olgu yoksa Ortadoğu da bir "İsrail Sorunu" değilmidir? diye sormadanda edemeyeceğim...
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment